BENİM HİKAYEM 8: YENİDEN BAŞLAYANLARIN HİKAYESİ
Her hikaye; bir yolculukla başlar. 23 yaşındayım, belki
de kimilerine göre yaşam yolculuğunun daha başlarındayım. Ama bu 23 yıllık
hayatımda, umudumu kaybetmişken; hayata yeniden ne zaman başladığımı çok iyi
hatırlıyorum. Bugün sizlere, çok farklı bir yaşamdan hidayete erip örtünen bir
genç kızın hikayesini değil, İslam’ı yaşayan bir çevreden ve aileden gelen bir
kızın yeniden başlama hikayesini anlatacağım.
İslam’ı yaşayan ve bilinçli bir şekilde çocuklarına da
bunu öğretmeye çalışan bir ailede büyüdüm. Babam, hayatını okumak üzerine kuran
ve evlatlarının okuyan insan olmasını isteyen bir insandı. Bu yüzden Ramazan
aylarında ailecek akşamları okumalar yapardık. Beni en çok etkileyen okumalar
ise Tasavvuf Menkıbeleri olurdu. Ancak yine de çocuklukta ve gençlikte bu tarz okumalardan
çok çabuk sıkılan bir yapım vardı. Çocukluk dönemim yazları Kuran kurslarında
kışları ise okul hayatı ve babamın ödev olarak vermiş olduğu okumalar ile
geçiyordu. Ailede her zaman babamın vermiş olduğu bu ödevlere isyan eden bir
kız çocuğu oldum adeta sırf babama inat bir şekilde bu okumaları
gerçekleştirmek istemiyordum.
Lise döneminde ise ilk seneyi ailemin bulunduğu şehirde
okudum. Ancak gençlik dönemi herkes için farklı anlamları olan bir dönemdir
ya benim için ise kendi kararlarımı
vermek ve kendi yaşam alanımın olduğu bir yerde yaşamaktı. Bu yüzden babama
şehir dışında daha iyi bir lisede okumak istediğimi söyledim hiç kimse babamın
böyle bir duruma izin vereceğini düşünmüyordu, ben bile. Babam izin verdi ve
kaydımı daha büyük bir şehirde daha iyi bir liseye aldırdık. Ancak o zamanlar 15 yaşındaydım ve kendimi ne kadar
boşlukta hissettiğimi hatırlıyorum. Sanki başka bir şehre gidersem bu durum
düzelecek ve ben özgürce yaşayabilecektim.
Oysa lisenin birinci senesinde bir kere yatakta uzanır ve kendimi
hakikaten boşlukta hissederken babamın geldiğini ve ömrümü namaz kılmayarak ve
Allah yolunda güzel işler yapmak için vakit harcamayarak geçirdiğim takdirde
hep böyle boşlukta olacağımı ve boşluğun da hiçbir zaman hayır getirmeyeceğini
söylemişti bana. Öyle de oldu.
Lisenin ikinci senesinde bambaşka bir hayata başlayarak
ailemden uzakta şehir dışında bir okuldaydım. Bir senemin bir dönemi hakikaten
buradaki ortamı, ilişkileri, öğretmenlere olan tavrı garipsemek ile geçti.
Çünkü benim için çok çok farklı bir ortamdı. Ancak bu garipsemelerin yerini bu
ortama ayak uydurmak aldı. Ve ben de artık bu ortamın içindeydim çünkü ailemden
uzakta başka bir şansım yoktu. Ancak aile yapılarımızın benzediği bir arkadaşım
olmuştu, o yurtta kalmasa da okul saatleri içerisinde onunla garipsediğim bu
durumları ve bu süreçte içimde oluşan sıkıntıları onunla paylaşıyordum. O
yıllarda örtünmeyi hiç düşünmemiştim. Hayatımda birçok hususta dikkatli olacağımı,
ancak örtünmenin büyük bir karar olduğunu düşündüğümü hatırlıyorum.
Lise yıllarımı aile dostlarımızın bilinçli ve hakikaten
hayatını Allah rızasına adayan kızlarından uzak bir şekilde geçiriyordum. Kendimi
yalnız hissettiğimde kitaplara sığındığımı hatırlıyorum, babama inat okumak
istemediğim kitaplar en büyük kaçışım olmuştu o zamanlar. Gönlüm de hep bir gurbet yaşıyor gibiydi
sanki; ama bu aileden uzak olmaktan öte gönlümün bulunmak istemediği ortamlarda bulunduğunu hissettiriyordu bana. Kimse nerede olduğuma ne zaman gidip ne
zaman geleceğime karışmıyordu. Tek başımaydım. Ama içim öyle değildi o hep
bulunmak istemediğim ortamlar da bulunmak istemediğim şekilde olduğumu
söylüyordu.
Lisenin son yıllarında namaz kılmaya çalışırken bir süre
sonra sadece öğle namazlarını kılmaya başladığımı ve yakın arkadaşıma ben artık
öğle namazlarını da kılmayacağım, gösteriş gibi herkesin içerisinde olan namazı
kılıyorum ancak diğer namazları kılamıyorum dediğimi hatırlıyorum. Yakın
arkadaşımın ise farz bir namazın gösteriş olmayacağını diğer namazları
kılamıyorum diye öğle namazını da terk etmem hiç doğru olmadığını söylediğini
hatırlıyorum. Şimdi daha net görebiliyorum ki nefsin insana bin bir türlü
şekilde oyunu olabiliyor.
O yıllar da üniversiteye hazırlanırken okuldan arta
kalan zamanlarda dershaneye gidiyordum. Dershane sınıfımız 8 kişilik küçük bir
sınıftı, o zamanlarda dershanedeki sınıfta o kadar fazla vakit geçiriyorduk ki
sınıfta her konuda iletişim halindeydik. Sınıfta hakikaten çok okuyan ve sorgulayan
bir arkadaşımız vardı. Onunla zaman
zaman kitaplar hakkında ve sorguladığı fikirler hakkında konuşurduk. Benim
inandığım birçok şeye onun inanmadığını biliyordum. Ama yine de onun fikirlerine önem verdiğimi
onun da benim fikirlerime önem verdiğini hatırlıyorum. Bir gün otururken bana
fikirlerimde beni çok samimi bulduğunu ve bir şeyi merak ettiğini söyledi. Bana
neden örtünmediğimi sordu, bu soruyu sanki hiç kendime sormamıştım bu zamana
kadar. Afallamıştım; birkaç bahane denilebilecek şeyler ile cevap verdim ona,
ortamımı bile bahane ettiğimi hatırlıyorum. O ise bana tek bir cevap vermişti
nasıl yaşamak istiyorsan o şekilde yaşamak senin elinde. Bu benim içimi rahat
bırakmayan o hissiyatın nedeni miydi diye düşünmeye başlamıştım artık.
Lisenin son senesi boyunca tek hedefim hukuk fakültesini
kazanmaktı. Hukuk fakültesini kazanacak, saygın bir mesleğe sahip olacaktım.
Fakülte sınav sonuçları açıklanmadan babamla çok büyük bir kavga yaşadığımı
hatırlıyorum. Öyle ya o zamanlarda ailemin beni kısıtladığına inanıyordum.
Fakülte sınav sonuçları açıklandı ve ben hukuk fakültelerine yetecek kadar puan
almıştım. İstediğim şehirde hukuk fakültesini okuyabilecektim. İşte tam da bu
anda kendi kendime şu soruyu sordum; bundan sonrası ne olacak? Hukuk fakültesini
bitireceksin, mesleğini eline alacaksın, belki evleneceksin ya sonra? Nasıl
bir hayat yaşamak istiyordum ben? Tüm bu sorularıma yanıt bulmam gerekiyordu.
İşte o anda kendimi, hissiyatımı örtünmek isteğimde buldum. Örtünmek; yaşamak
istediğim hayat için sadece bir başlangıç olacaktı. Bu isteğimi yakın aile
dostumuzun kızı ile paylaştım hem şaşırmış hem de çok mutlu olmuştu. Ona bu
süreç ile ilgili birçok soru sordum ve bütün cevaplarımı aldım. Örtünürken
hiçbir zaman acaba bende nasıl durur diye düşünmedim. Kendimi yepyeni bir hayata başlamanın
heyecanını duyarken buldum. İçimde istemsizce bir mutluluk vardı.
Örtünme kararım
ile bütün hayatımı değiştirmiştim. Namaz ve diğer ibadetlerim için daha fazla
ehemmiyet göstermeye başlamıştım. Tüm işleri namaz vakitlerine göre ayarlama
düsturunu öğrenmiştim. Ayrıca bütün çevremi değiştirmiş ve hayatımda örtünmem
ile birlikte birçok karar almıştım.
Üniversite hayatına başlarken bambaşka bir insandım
artık. Okulda çok kalabalık sınıflara
sahiptik ve ben sanki bu sınıfın içinde kayboluyordum, okula gitmek
istemiyordum. Bir gün okul mescidinde bir afiş gördüm afişin üstünde “Sırf
dünya için mi yaratılmışsın ki, bütün vaktini ona sarf ediyorsun?” yazıyordu ve altında haftalık yapacağımız
okumalara siz de katılmak ister misiniz diyordu. O an dedim ki kaybolduğum bu
fakülte ortamında kendimi bağlı kılmam gereken bir okuma meclisinde bir sohbet
meclisinde bulunmalıyım ki imanımı her hafta tazeleyeyim. Hemen irtibata geçtim
afişin üstünde yazan numaraya mesaj attım. Öncelikle belirlenen kitabın
“Riyazüs Salihin” olduğunu söylediler. Babama danıştım muhakkak okumam gereken
bir kitap olduğunu söyledi. Ve artık okuma meclislerine düzenli olarak katılmaya
başlamıştım. Daha sonraları bu okumaların yanına haftalık yaptığımız siyer-i
nebi dersleri de eklendi. O derslerin lezzetini şu an daha unutmuş değilim .
Elhamdülillah ki Rabbim bana imanın
lezzetlerini ve bu güzel meclisleri nasip etmişti. Sohbet sonraları öğrenci
yurduma dönerken ne denli heyecan ve mutluluk içerisinde olduğumu hatırlıyorum.
Eskiden çok çabuk sıkıldığım ortamlar artık her hafta dört gözle beklediğim
dersler haline gelmişti.
Benim “Karine Topluluğu” ve bu okuma meclisleri ile
tanışmam, üniversite yıllarımda her hafta imanımı tazelemek üzerine olmuştu.
Karine ile birlikte her şeye yeniden başladığımı hissettim. Çünkü bulunduğum bu ortam artık bana huzur ve
gönül ferahlığı sağlıyordu. Hem örtünmem hem de bu meclis ile tanışmam benim
hayatım için; bir “yeniden başlama
hikayesi”ydi. Bu süreçte bildiğim ve
kendime sürekli tekrarladığım bir cümle vardı:
“Allah yeniden başlayanların yardımcısıdır.”
Yorumlar
Yorum Gönder