Bir İnsan: Aliya İzzetbegoviç

Bilge Kral, Aliya İzzetbegoviç'i rahmetle anıyoruz.

Biz bilge kral diyoruz fakat,
İslam'da aşırı bilge, her şeyi bilen, hatasız ve ölümsüz kimseler yoktur.
İslam Deklarasyonu, Aliya İzzetbegoviç
diyor kendisi. Kendisini bir şekilde duyup hayatı hakkında bir fikri olmayanların mutlaka biraz araştırmasını öneririz. Çünkü böyle söylemesine rağmen, belki de yakın tarihte görebileceğiniz büyük bilgi birikimine ve sağlam bir duruşa sahip nadir insanlardan. Halkına ve dinine yönelik saldırılara nasıl karşı durduğundan, bu saldırılara karşı nasıl bir savunma yaptığından kendimize dersler çıkarmamız gereken biri hatta.


Bağımsız Bosna-Hersek'in ilk cumhurbaşkanı, Sırplara karşı direnişin bir kahramanı olan İzzetbegoviç, genç yaşlarda Müslümanca örgütlenebilmenin bize ne kadar önemli olduğunu gösteren birisi. Hayatıyla ve eserleriyle adeta Müslüman gençlere nasıl bir yol haritası takip etmeleri gerektiğini gösteriyor. Daha 16 yaşındayken arkadaşlarıyla kurduğu Müslüman Gençler Kulübü buna bir örnek. 


Hayatında bilimin mühim bir yeri var fakat bilim, onu bir çoklarında olduğu gibi farklı ve yanlış yönlere sürüklememiş aksine her konu ve alandan, ulaşılması gereken tek bir noktaya ulaşabilmeyi başarabilmiş Rabbinin izniyle. 

2003'te vefat eden bu büyük isim, aslında günümüzdeki bir çok probleme şahit olduğundan, söylediklerine kulak verilmesi, sözlerinin ve tespitlerinin üzerine kafa yorulması gereken de bir isim. Az da olsa, kitaplarından alıntılarla, kendimizi buna teşvik etme niyetindeyiz.

"Teknik ve bilim alanında çok geride kalındı" diyen, hatta insan hakları, ahlak, yaşam standartları gibi konularda bile gerileme gördüğümüz İslam toplumlarına cevabı kendisinde olan bir soru soruyor;
Söz konusu gerilemenin sebebi şahsi ve toplumsal hayattan İslam'ın dışlanması olmasın?
İslami Yeniden Doğuşun Sorunları, Aliya İzzetbegoviç

Günümüzün büyük problemlerinden biri olan, sorunlara başka insanların öne sürdüğü yollarla çözüm bulmaya çalışma meselesinde de belki şu alıntıya bakabiliriz:

Toplum ancak Allah adına ve insanın terbiye edilmesiyle düzeltilebilir ve biz tek olan ve kesin olarak hedefe götüren bu yoldan gitmeliyiz.
İslam Deklarasyonu, Aliya İzzetbegoviç
Medyanın artık hayatlarımızı şekillendirdiği, diziler üzerinden tartışmaların yapıldığı günümüzde toplumların niçin düzeltilemiyor oluşunun sebebini de söylüyor aslında bize İzzetbegoviç: 

Cami minarelerinden ve televizyon vericilerinden halka yönelen mesajlar birbirine zıt olursa ne elde edebiliriz ki ?
İslam Deklarasyonu, Aliya İzzetbegoviç
Cuma hutbelerinde, vaazlarda, en basit olarak, ezanda duyduklarımız bugün televizyon, gazete ya da internet gibi kaynakların neresinde ya da ne kadarını kapsıyor? Dünyanın neresinde olursa olsun, bunu değiştirmek, toplumların dikkatini çekmek ya da onlara ulaşabilmek için çabalayanlardan Allah razı olsun. 

Aliya İzzetbegoviç aynı zamanda bizlere başka bir önemli konuyu da hatırlatıyor:

Elde etmek istediğimiz her neyse, tek başımıza yapmak zorundayız. Bizim yerimize hiç kimse onu yapmak istemez ve yapamaz.
İslam Deklarasyonu, Aliya İzzetbegoviç
Bunu bireysel olarak anlamak da mümkün, toplumsal olarak anlamak da. Eğer bir şey hedefliyorsak, bunun için kişisel çaba harcamak zorundayız. Biz çabalamazsak, arkadaşımız, komşumuz, iş/okul arkadaşlarımız, akrabalarımız da çabalamaz. Sonunda bu bireysel gibi gözüken zincir, büyük bir eyleme dönüşebilir. Yapmak istediklerimizi Müslümanlar olarak biz yapmak zorundayız. Büyük addedilen devletlere, otoritelere bel bağlamak, eli boş dönmekle aynı şey. İzzetbegoviç bunu yaşadığı dönemde çok acı bir şekilde deneyimlemiş biri ve biz de benzer felaketleri yaşamamıza rağmen hala farkına varamıyoruz. 


Başka bir eserinde benzer bir çağrıyla;
Ömer'i bekleme, Ömer ol.
Köle Olmayacağız, Aliya İzzetbegoviç
diyor. Adaleti uygulamada, hakkını aramada, eyleme geçmede birilerini; peygamberleri, Selahaddin'i, sahabeleri, büyük halk kahramanlarını çağırıp, onlar gibi birinin bir anda ortaya çıkmasını bekleme, o kişiler gibi olmaya bak, elinden geleni yap diye hatırlatıyor.

Ne olduğunu ve köklerinin nereden geldiğini bilmeyen bir ülke, nereye gideceğini ve yüzünü neye doğru çevirmesi gerektiğini bilebilir mi?
İslam Deklarasyonu, Aliya İzzetbegoviç
diye soruyor bizlere. Kendi tarihini bilmeyen, tarihinden yaşamına pay çıkaramayan toplumlar, yok olup gitmeye, bozulmaya, çarpıklaşmaya mahkumdur. Bu,Müslümanlar için niçin bu denli önemlidir diye soracak olsak, cevabı muhakkak İzzetbegoviç'in belirttiği "nereye gideceğini ve yüzünü nereye doğru çevirmesi gerektiği"dir. Bizler verimlilik, zenginlik, güç peşinde değiliz. İşte bu yüzden geçmişe bakıp, Müslümanca ülke kuran ya da yöneten peygamberlerimizi, atalarımızı öğrenmemiz gerek.

İyilik yap; Allah'ı, tefekkür ederek bulmaktansa, iyilik yapmakla bulmak daha kolaydır.
Doğu Batı Arasında İslam, Aliya İzzetbegoviç
Sadece Allah'ı bulmak için değil, İslam'ı yaşamanın en kolay yolu da budur. İyilik yapmak ya da salih amelde bulunmak. Namaz kılmamak, oruç tutmamak, zekat vermemek... Zulmün altında ezilen kardeşlerimize yardım eli uzatmamak, hayvanlara işkence etmek, günümüz ahlaksızlıklarına göz yummak... Tüm bunlar, nasıl İslamca yaşamaya götürür bizi? Bu yüzden hasene, yani iyilikte bulunmak Müslüman olan bizler oldukça önemli bir nokta.

Sadece Müslüman bir fikir adamı değil, bir siyasetçi, asker ve yazar olan Aliya İzzetbegoviç bizlere  hem yazdıklarıyla hem de hayatıyla böyle önemli şeyleri hatırlatırken, onu tanımamak herhalde büyük bir yanlış olur. O yüzden, bugüne kadar hiç bir kitabını okumadıysak, hayatına ufak da olsun göz atmadıysak, bugün bunun için güzel bir gün. Kendisine bir Fatiha okuyup hediye etmek, İslam için onun yaptığı çalışmaların devamını getirmek biz gençlerin görevi değil de kimin görevi olabilir? Rabbimiz kendisine merhametiyle muamele etsin. 

Esselam.

Yorumlar

  1. Tadacağımız ölüm o ana değin derlediklerimiz lezzetinde olacaktır
    Rabbim rahmet eylesin Bir gergef misali an be an dokuduğu ömrü bizlere feyz coşku azim kaynağı olsun
    Amin

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mahmûd Sâmi Ramazanoğlu (K.S.)

Boykot'a nereden başlasak?

Bir Kitap: Dokuz Yüz Katlı İnsan