Tercih özel: Senin tercihin, senin yolun!


Her yıl olduğu gibi bu yıl da bir çok lise son sınıf öğrencisi eğitim hayatına devam edebilmek için sınava girdi. Bu yıl belki daha önceki adaylardan biraz daha stresli bir dönem geçiren kardeşlerimiz omuzlarındaki yükün büyük bir kısmını da sınavla attılar fakat süreç henüz bitmedi. 
Bu yazıyı kaleme alan kişi olarak, arifesinde olduğunuz üniversite yıllarını bir kaç ay önce tamamlamış biri olduğumu belirtmek isterim.

Üniversite her yönüyle gençleri kendine çeken, pırıl pırıl hayaller kurdurtan bir süreç. Peki ya bir Müslüman genç kızın üniversitede okumak için bölüm tercihlerini yaparken nelere dikkat etmesi ya da göz önünde bulundurması gerek?

1. Kendi gönlünüzden geçen ve fıtratınıza uygun meslek, yani yaparken mutlu ve huzurlu olacağınız meslek hangisiyse ona yönelin!

Hepimizin annesi, babası bizlerin doktor, mühendis, avukat olmasını can-ı gönülden istiyorlar biliyoruz. Fakat bizler istiyor muyuz? İşini sevmeyen, zorla yapan bir doktorla karşılaştığımızda bir çoğumuz bunu görebiliyoruz. Bu yüzden mutlaka ve mutlaka, tercih yaparken seçtiğiniz bölümü bitirdikten sonra nasıl bir meslek hayatı sizi bekliyor araştırın. Eğer beklentilerinize ve sizin kişiliğinize uymuyorsa sırf iyi ve prestijli bir bölüm olduğu için yıllarınızı yakmayın. Nelere ilgi duyduğunuzu, yetenekli olduğunuz ve nelere eğilimli olduğunuz bölümünüzü/mesleğinizi seçerken kesinlikle göz önünde bulundurmalısınız.

2. İslama hizmet. 
Elbette siz önemlisiniz, sizin fıtratınız, huylarınız ve becerileriniz, mesleğe uygunluğunuz çok önemli. Bir de ben bu mesleği yaparken İslam'a nasıl hizmet ederim diye düşünmenizi tavsiye ederiz. Biliyorsunuz toplum bir çok kişinin yaptığı küçük ya da büyük işlerle ayakta duruyor. Birini bile çıkarsak dengenin bozulacağı çok aşikar. O yüzden önemli olan yaşadığınız topluma ve İslam'a nasıl hizmet edebileceğiniz. Kendinize bu bölümde okurken/mezun olduktan sonra şunları şunları yapabilirim, bunlara dikkat ederim şeklinde ufak hedef ve görevler belirlemek faydalı olacak ve okuduğunuz süreç boyunca da tazelenmenizi sağlayacak.

3. Bölümlerin ders müfredatlarına bir göz atın.
Eşit-ağırlık/sözel kavramlarının artık çok değeri kalmadığı bir ortamda bulacaksınız kendinizi. Örneğin psikoloji bölümleri eşit-ağırlıktan öğrenci alıyor fakat bir çok okulun müfredatında diğer bilim dallarıyla iç içe olan dersleri alıyorsunuz. Bu yüzden tercih etmek istediğiniz okulun ve bölümün ders programlarına, öğretim elemanlarına göz atmanın bir zararı olmaz, belki merakınızı cezbeden ve sizi bölüme çeken bir şey olur ya da beklediğinizden farklı bir bölüm olduğunu fark edersiniz. 

4. Üniversitelerle ilgili önyargılar.
Bazı devlet üniversitelerinin ya da genel anlamda özel üniversitelerin öğrenci profilleriyle ilgili toplumumuzda yer etmiş bazı ön yargılar var. Örneğin özel üniversitede okuyanların başarısız olduğu/olacağı ya da bazı okullarda siyasi oluşumlarla ilgili. Bunları göz önünde bulundurarak tercih yapmamanızı öneririz. Üniversiteler sandığınızın aksine bir çok farklı insanın bir arada olduğu yerler. Bambaşka şehirlerden, kültürlerden, yaşantılardan gelen insanlar birlikte aynı sıralarda, kendileri gibi bambaşka insanlar olan öğretim elemanlarından ders dinliyor. Evet belki böyle söylendiğinde bir ütopya gibi gözükebilir, her zaman bununla karşılaşılmayabilir, bazı fakültelerde ya da bölümlerde bu önyargıları körükleyen olaylar yaşanıyor olabilir ama bunların genel-geçer olduğunu kabul ederek aklınızda olan şeylerden vazgeçmeyin ya da tercihlerinizi şekillendirmeyin.  

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mahmûd Sâmi Ramazanoğlu (K.S.)

Boykot'a nereden başlasak?

Bir Kitap: Dokuz Yüz Katlı İnsan