Yeni Başlangıçlar & Yeniden Başlamalar
18.09.2017
Pazartesi. Okul hayatı ile hiçbir ilişkisi olmayan/kalmayan çoluk çocuksuz esnafın, okumayan
genç kızın, tüm gün evlerinde oturan yaşlı çiftin bile hayatının dolaylı da olsa değişime uğramaya başlayacağı ilk gün… Çünkü trafik, okul anonsları, zil sesleri…
Çünkü toplu taşıma
sıkışıklığı, okul bitiminde çocuk sesleri…
Haliyle bu etkilerin aynısını ve farklılaşarak çoğalmış halini yaşayan “okul” hayatıyla bağlantılı bizler, direkt etkilenen
grup için “yeni” ya da “yeniden” bir başlangıç…
“Yeni” kelimesi hep bir tazelik
barındırır gönlünde. Böyle insanın içini kıpır kıpır yapar. Yeni’nin ardından
gelecek ifade ne olursa olsun genellikle ilk anda olumlu bir izlenim bırakır. Buna
“yeni eğitim-öğretim yılı” da dâhil :) Yeni
gün, yeni defter, yeni kıyafet, yeni yerler. Severiz yeniyi. Umut barındırır
çünkü. “Eski”nin zıttı olarak, bizi geçmişteki yüklerden kurtaracağına dair bir inanç geliştiririz ki, çoğu zaman sırf bu olumlu bakış açısından “yeni” olan hep iyi
gelir. Aksi de mümkün pekâlâ. Yani yeni dertler, yeni idareci, yeni kira&aidat,
yeni zam, yeni görev/sorumluluk dediğimizde hemen olumlu bir his kaplamıyor içimizi, kabul.
Çünkü “yeni” olanla ilgili henüz bir tecrübe yoktur, gizemlidir, bilinmezdir. Bu
gizem heyecan verici ve umut vaat edicidir kimi zaman da. Bilinmezliğe yüklediğimiz anlamla “yeni”ye yaklaşımımız şekillenir.
Bilinmezliğin verdiği
kaygı ve tedirginliği sevmeyenler “yeni” başlangıçlardan daha çok “yeniden”
başlamayı severler. Alışıldık, bilindik olana tekrar başlamak…Her ne kadar hiçbir
“an” birbiri ile aynı olmasa da o tanışıklık hissi iyi gelir. Yani bazen. Çünkü
bu durumun da aksi mümkün. “Yeniden” aynı sıkıntıları yaşayacağını bilmek, aynı
dar kapılardan geçmek, “oh bitti” dediğini bir şekilde yeniden yaşayacağını
bilmek iyi gelmez elbette.
Yeni
başlangıçlarda da yeniden başlamalarda da bir kilit noktası olmalı o halde…Her
ikisini de gönülden ve tebessümle karşılayıp kabullenmenin bir yolu…
“Üniversitede
ilk yılı olanlar”ın hepsi 18 Eylül’de olmasa da en yakın zamanda yaşayacakları
bu karışık duygulardan hangisine kulak vereceklerini kestiremiyorlar
muhtemelen. Aynı şekilde ilk sınıfı bitirmiş, iki, üç, dört hatta bazıları için
beş ya da altıncı yılın “yeniden başlangıcı”nı yaşayanlar da kararsız. Bu yenilikler
iyi mi, kötü mü?...
Yeni’yi
de yeniden’i “iyi” kılmanın en kutsal yolunun “amaç/hedef”; en güzel yolunun “gönül
bağı” ve en kolay yolunun ise “hayırlı bir topluluk”a katılmak olduğunu gördük,
yaşadık.
Seni
diriltecek, düştüğünde seni motive edip ayağa kaldıracak bir gayen, amacın,
hedefin varsa her yenilik bir
fırsat!
Gönül
bağı kurduğun ve yanlarındayken ruhunun varlığını hissettiğin hocaların,
arkadaşların, dert ortağın varsa yenilikler
zor değil; “yeniden”ler hiç kötü değil!
Eğer
hayırlı işler yapma gayretinde olan bir topluluğun parçası olduysan, zaten hem
gayen hem gönüldaşların var demektir. Yeniden
başlayanlardansan iple çekersin; yeni başlayanlardansan iyi ki dersin!
Biz Karine Gençlik
Topluluğu olarak her seneye YENİDEN heyecanla, umutla ve içimiz kıpır kıpır başlıyoruz. YENİ’lerle büyüyor, gelişiyor, bir
sonraki seneye daha çok güç topluyoruz. Bolca hamd…
Sizin
de aynı duyguları yaşamanız için gönüldaşınızdan ilk tavsiye;
رَبِّ اَدْخِلْنٖى مُدْخَلَ صِدْقٍ وَاَخْرِجْنٖى مُخْرَجَ صِدْقٍ وَاجْعَلْ لٖى
مِنْ لَدُنْكَ سُلْطَانًا نَصٖيرًا
“Rabbim! (Gireceğim
yere) doğruluk ve esenlik içinde girmemi sağla. (Çıkacağım yerden de) beni
doğruluk ve esenlik içinde çıkar. Katından bana yardımcı bir kuvvet ver.” (İsra
80) AMİN.
İkinci
Tavsiye :) ;
Selametle....
Yorumlar
Yorum Gönder