Kutsal Şehir: Kudüs
Kudüs bir aşktır sevebilene.
Kudüs başlangıçların başı, bitişlerin sonudur.
İnsan kendini tanır Kudüs’le.
Mescidi Aksa’yı sevdi mi sevmek kelimesi anlam kazanır.
Miraç deyince kalbi hızlanır mü’minin. Miraç, Allah ve
Rasul’ünün buluşması, Rasulullah’ın bu buluşmaya ümmetini götürmesi demektir.
Miraç, namaz demektir yani dinin direği. Miraç, Beyt’ül Makdis’te gerçekleşir.
Yeryüzünün arşa en yakın yeridir Aksa. Melekler yeryüzüne Aksa’dan yayılır.
Şimdilerde Aksa namaza, mü’mine, Rasulullah’a ve Allah’a hasret.
Şimdilerde Aksa’ya Siyonist eli değiyor. Postallarıyla Rasulullah’ın
peygamberlere namaz kıldırdığı yere korkusuzca basıyorlar. Allah’ın meleklerini
gönderdiği yerde lanetlenen toplumun ayak izleri var.
Haremi şerif 3 tanedir İslam’da. Mescidi Haram, Mescidi
Nebevi ve Mescidi Aksa. Harem ne demektir? Harem, korunan,
mukaddes ve muhterem yer anlamına gelir. Haremini koruyamayan Müslüman âlemi
düşmanı kınamakla yetiniyor. Önce halksız bir vatan burası dediler. Kınadık.
Ezanlarınız bizi rahatsız ediyor dediler. Kınadık. Burada namaz kılamazsınız
dediler. Kınadık. Osmanlı bitti çoktan, Kudüs Yahudilerin başkentidir dediler.
Kınadık. Asıl kınamamız gereken kendi nefsimiz. Rasulullah’ın “Onlar gökteki
yıldızlar gibidir.” dediği sahabelerinden Hz.Ömer’e fethi nasip ediyor Allah.
Kınamaktan daha çok adaletle amel işlediği için belki de.


Müslüman kimdir dersek Allah’ın halifesi, yeryüzünde
adalet ve güveni sağlayan kişidir cevabını vermek icap eder. Müslümanlar olarak
halifeliğin hangi şartını yerine getiriyoruz, adalet deyince akıllara biz
geliyor muyuz, El Emin olan Rasul’un ümmeti olarak ne kadar emin bir kişiyiz
sorularına cevap verelim. Sonra yeryüzüne adaleti ve güveni getirelim Allah’ın
izniyle. Başlangıç olarak da Aksa’yı kabul edelim. Milat yeniden olsun.
Kudüs’ün işgalden kurtuluşu olsun. Hz. Ömer’in Kudüs’ü fethedince yazdığı emanname bizlere Müslüman olmanın
gerekleri anlatıyor aslında.
Buyurun:
"Rahman ve
Rahim olan Allah'ın adıyla,
Bu sözleşme, müminlerin emiri
ve Allah'ın kulu Ömer tarafından İliya halkına verilen bir emandır. Onların
canlarına, mallarına, kiliselerine, haçlarına, yerleşik ve göçebe olan bütün
fertlerine verilen bir teminattır.
Kiliseleri mesken
yapılmayacak, yıkılmayacak ve kısmen dahi olsa işgal edilmeyecektir. İçindeki
kutsal eşyalara dokunulmayacaktır.
Mallarına el
sürülmeyecektir.
Kimse dinî inançlarından
dolayı zorlanmayacak, kendilerine asla zarar gelmeyecek ve yurtlarına Yahudiler
iskân olunmayacaktır.
Buna karşılık onlar da cizye
vereceklerdir.
Bunlardan kim yurdunu terk
etmek isterse, gideceği yere kadar mal ve can emniyeti sağlanacaktır. Yurdunda
kalmak isteyenler ise, güvende olacaklardır ve cizye vereceklerdir. Dileyen
Rumlarla gidecek, dileyen de toprağına dönecektir.
Hasat elde edinceye kadar
onlardan bir şey istenmeyecektir.
Bu, Allah'ın Resulü'nün,
halifelerin ve müminlerin Kudüs halkına verdiği güvenlik ahdidir. Cizye
ödedikleri müddetçe geçerlidir.
Şahitler: Halid bin Velid,
Amr bin As, Abdurrahman bin Avf ve Mu'aviye bin Ebi Süfyan, hicri 15 yılında
hazırlandı ve yazıldı."
Hayalimiz
Hz.Ömer gibi olmak olsun. Kudüs’te 3 dinin mensuplarının güven içinde
yaşamasını sağlamak olsun. Kudüs’e gitmek ilk, Kudüs’ün fethi son hedef olsun.
Nasıl gideceğim demeyelim. Müslüman isterse Allah yaratır. Gidince yapacağımız
ilk iş bir Filistinlinin karşına çıkmak ve “Esselamu aleyküm” demek olsun.
Gözlerinin içine bakalım. “Sizi bekliyoruz, nerdesiniz, Abdülhamit’in torunları
sizi bekliyoruz” dediğini anlayacağız.
Dostumuzu, düşmanımızı, ümmet olmanın ne demek
olduğunu Kudüs’te anlarız. Rasulullah’ın son nefesinde “ümmetim, ümmetim” deyişi
bize mirastır. Cennet mekân Selahattin Eyyubi’nin “Kudüs ve Mescid-i Aksa,
Haçlıların işgalinde olduğu müddetçe, ben nasıl olur da gülebilirim,
sevinebilirim, istediğim gibi rahat yemek yiyebilirim ve hele gözüme nasıl uyku
girebilir?" sözlerinden bizlere ne kadar nasip var? Eyyübi’nin Kudüs’ü
fethinin ardından Cuma hutbesi böyleydi:
"Ey
insanlar, sizi en son amaç ve en yüce derece olan Allah’ın rızasıyla
müjdeliyorum. Yüzyıla yakın bir süredir işgal altında bulunan bu yitik
Kudüs’ü tekrar asli vatanı olan İslam’a kavuşturmayı Allah sizin elinizle
gerçekleştirdi. Burasının temellerini tevhitle yükseltti, çünkü tevhit üzerine
kurulmuştu. Burası Hz. İbrahim’in vatanıdır, Hz.Muhammed Aleyhisselam’ın
Mirac’ıdır. Burası Allah’ın apaçık kitabında apaçık andığı kutsal mekandır.
Burası Allah’ın kulu, Rasulü ve kelimesi olan, Meryem’e ilka ettiği zatın
risaletiyle onurlandırdığı, peygamberlikle nimetlendirdiği İsa
Aleyhisselam’ın şehridir. Allah size nebiniz vasıtasıyla en güzel mükafatı
versin. Onun için akıttığınız kanları kendisine yakınlık için kabul buyursun.
Mutluluk yurdu Cenneti sizlere yurt kılsın. “
Allah
azze ve celle bu fethi bizlerin eliyle tekrar nasip etsin. Bizler de bu
duaların muhatabı olalım. Amin..
Yorumlar
Yorum Gönder