Bir Senemizin Nefesi: Ramazan



Haziran ayı boyunca bir senemizin nefesi, Ramazan’ı evlerimize misafir ettik. Ramazan ayını bekleyişimiz, bize hatırlattıkları her daim çocukluğumuzdan kalan hatıralarla doludur. Sabrı, heyecanı, açlığı ilk orucumuz da bir çocuk olarak nasıl yaşadı isek her orucumuz da her Ramazan ayının gelişinde öyle yaşıyoruz.

Muhtacız.
Biliyoruz ki yemeye, içmeye ne kadar muhtaç isek oruca da o kadar muhtacız. Dünyayı, dünyalığı terk edebilmek ve bununla dünyaya yeniden dönebilmek ömrümüze verilen bir müjdedir. Bu müjde, oruç bir Müslüman olarak bir kul olarak bize neler hatırlatıyor? Oruç denilince aklımıza ilk ne geliyor ? Bu sorunun cevabı Ramazan ayının orucun bizim için neler ifade ettiğini gösteriyor. Uzun süreli bir açlık ve güzel yemeklerden öte bir arınmayı, tatbik ve tefekkür edebilmeyi bir müjde olarak görmemiz gereklidir.

Mutfağımız, sokaklar nasıl Ramazan ayı için bir hazırlık içerisinde ise ruhumuzun da bu ay için bir hazırlık içerisin de olması gerekiyor. Çünkü ruh için oruç kutlu bir nimettir.
İnsan hayatı boyunca kendisine verilen nimetleri, güzellikleri tefekkür etmeye vakit bulamamakta idrak edememek de.

Ramazan ayının başlangıcı da bitişi de bir tefekkür halidir. Göğe bakarız ve hilali görürüz.
Güneşin doğuşunun da batışının da artık bambaşka anlamları vardır bizim için. Gecelerimiz Kuran-ı Kerim’in ışığıyla aydınlanır.

Bir çağrıya kulak veririz. Dirilmek, yeniden dirilmek için. Kurumuş, susamış dudaklardan dökülen ayetler, kalabalık cami cemaatleri en çok da içimiz de yükselen heyecan diriltir bizi.
Otuz günlük iç de ve dış da yaşanan bu yolculuğun sonun da bize bahşedilen bir bayram vardır.

Bayram.

Sabahın bir mızrak boyu yükseldiği vakit de namaz ile başlar. Şükür, bayramın başlangıcıdır. Ramazan ayında muhabbet ile dolan kalbi eşe, dosta, şehre ulaştırılır.  Bayram; gönüllerin birleşme, buluşma vaktidir. Vaktin tek hüzünlü yanı Ramazan ayına veda ediyor olmaktır. Öyle ki insan gelecek Ramazan’a kavuşmayı dileyerek veda eder bu aya. Bütün bunların sonun da kendimize sormamız gereken bir soru var:

“Bu Ramazan biz de neleri değiştirdi, gelecek Ramazan için biz kendimiz de neleri değiştireceğiz?”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mahmûd Sâmi Ramazanoğlu (K.S.)

Boykot'a nereden başlasak?

Bir Kitap: Dokuz Yüz Katlı İnsan