Ayna-2
Okumayı çok sevdiği söylenilemezdi.
Canı çok sıkıldığında, vakit geçirmek için
okurdu. Kimi zaman da uykusunu getirmek için bir aracı olarak kullanırdı kitapları.
Amacı genellikle bir şeyler öğrenmek olmazdı zorunlu olduğu durumlar dışında.
Çok okuyan arkadaşları vardı onun da herkes
gibi. Hiçbir zaman onlara özenmemişti ama. Bu arkadaşlarında gördüğü ‘’kibir
ve kendini beğenmişlik’’ onun şöyle düşünmesine sebep
oluyordu çünkü:
*‘’Çok
kitap okuyan, başkalarına yukarıdan bakar.’’
Bundan hoşlanmıyordu.
Belki de onlar gibi olmaktan korktuğu için
okumuyordu. Ya da bu tamamen bahaneydi.
‘’Küçümseyerek surat asıp insanlardan yüz
çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Çünkü Allah hiçbir kibirleneni,
övüngeni sevmez.’’ (Lokman-18)
Henüz farkında değildi bunun.
‘Ne kadar okursan oku, bilgine yakışır şekilde
davranmıyorsan cahilsin demektir.’ (Sadi Şirazi)
Bu sözü gördüğünde içten içe mutlu olmuştu
sanki. Diyordu ki kendi kendine ‘CAHİL
onlar’.
Ona, ‘Sen bilgine yaraşır davranıyorsun
yani’ dediğimde, oluşacak derin sessizliği hayal edebiliyorum.
**Aslında,
O, ne biliyordu ne de davranıyordu.
FAKAT,
okumaktan bu kadar soğumuşken kafasına takılan bir şey vardı;
Kuran-ı Kerim’in ilk inen ayeti:
‘’ Yaratan
Rabbinin adıyla oku! O, insanı "alak" dan yarattı.’’
(Alak 1-2)
Şimdi düşüncelere dalma vakti gelmişti. Şu an
farkında olduğu tek şey, okumayı yeniden öğrenmesi gerektiğiydi. Gerçek bir okumaya onun da ihtiyacı
vardı herkes gibi.
Ve Bismillahirrahmanirrahîm bir başlangıç
olacaktı onun için.
Hiç bitmeyecek bir yola en sağlam başlangıç...
Susulacak yerde biriktirdiklerimden:
*(öyle sanıyorum ki çevresinde bu
insanlardan çok fazla vardı ve böyle genel bir algı oluşmuştu zihninde.)
** (Sessizliğin anlattığı da tam olarak bu olmalıydı.)
Zehra Kaplan
Yorumlar
Yorum Gönder