Bir Kitap: Dokuz Yüz Katlı İnsan

‘İnsani değerlerin güneşin altındaki buz gibi eridiği yüzyılımızda, insanın KİM olduğu ve sıkışıp kaldığı ontolojik dar alanlardan nasıl çıkabileceğini anlamak ve anlatmak öncelikli bir gaye haline geldi.’ İnsanı insana anlatmak…. Unuttuğumuz kendimizi bize tanıtmak…. Uzaklaştığımız benliğimize yeniden yaklaşmak….. Dürüst olalım ki kitabın içindekiler kısmını açtığımızda hatta oraya bile gelmeden kapağına baktığımızda bize anlamsız gelen bir sürü kelime, terim kavramla karşılaşıyoruz. Bizi bize anlatmaya çalışan bu eseri anlayamayacağımız önyargısıyla çeviriyoruz sayfaları. Belki felsefe veya psikolojiyle, belki de tasavvufla daha önce bir şekilde tanışmış kişiler tanıdık terimler göreceklerdir. Ama onlara bile uzak gelen bir sürü şey olacağına inanıyorum. Ama bilen bilmeyen herkese tanıdık gelecek bir şeyler var.Anlamasak da hissedebileceğimiz,bir yerlerden tanıdık gelen…. Tanıdık evet. Biziz o tanıdık gelen şey. Anlamaya başladığımız şeyler ki...